6. Etnospor Kültür Festivali başladı: Bilal Erdoğan’dan Gazze için birlik ve barış vurgusu
Erdoğan, stantları tek tek gezdi, çocuklarla bol bol sohbet etti. (DEK) Başkanı Bilal Erdoğan, 6. Etnospor Kültür Festivali ile dünyaya barış mesajları vermek istediklerini söyledi.
İstanbul’daki Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen etkinliğin ilk gününde açılış töreni gerçekleştirildi. Han Çadır önünde yapılan kurdele kesiminin ardından protokol konuşmalarına geçildi.
“Edindiğimiz misyonu sadece belirli bir coğrafya için değil bütün insanlığın geleceği için devam ettiriyoruz. İnsanlığın geleceğinin de bu dayanışma ve barıştan geçtiğini düşünüyoruz. Tam burada dayanışmaya ve barışa geleneklerimizle kurduğumuz güçlü bağlarla destek oluyoruz. Biliyoruz ki geleneklerimizin harcında sevgi, saygı ve muhabbet var. Dünyada yaşanan gelişmeler bizlere bir kez daha gösterdi ki insanlık her zamankinden daha fazla barışa muhtaç. Akmakta olan gözyaşlarını sevgiyle dindirmek için her birimizin üzerine önemli sorumluluklar düşüyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde devam eden çatışmalar, yanı başımızdaki savaş, Filistin’deki soykırım bizleri barış için daha fazla çalışmaya mecbur kılmaktadır. Her birimiz bir diğerimizin yüzünde tebessüm olmak için geç kalmış değiliz. Dünyaya ümit aşılamak ve yaşadığımız coğrafyalarda huzuru hakim kılabilmek için birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Bugünlerde bizi birbirimize bağlayan ve bizi biz yapan değerlere sımsıkı sarılmalıyız. Altıncı Etnospor Kültür Festivali’ni de bu bağlamda oldukça önemli görüyorum.”
İstanbul Valisi Davut Gül, küreselleşmenin revaçta olduğu bir dönemde milli kültürün korunması gerektiğini söyledi.
İstanbul’un çok önemli bir organizasyona ev sahipliği yaptığını aktaran Gül, “Bugün tarihi bir güne şahitlik ediyoruz. Bir yıldır beklediğimiz, parmakla gösterilen çok önemli bir organizasyona şehirlerin anası olarak ev sahipliği yapıyoruz. Öncelikle şehrimize bunu kazandıran Dünya Etnospor Konfederasyonuna ve tüm ekibine teşekkür ediyorum. Küreselleşmenin çok revaçta olduğu, tek tip insan, tek tip yeme, tek tek giyim ve tek tip yaşamın empoze edildiği bir yerde farklılıkları muhafaza ederek, zenginlik olarak kabul ederek, yerel ve milli kültürün muhafaza edilmesi çok kıymetli. Bunun yaşatılmasının çok zor olduğunu biliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.